İtalyanların En Popüler Peynirlerinden GRANA PADANO DOP’u Yakından Tanıyalım:

Grana Padano peynirine çok da yabancı sayılmazsınız. Restoranda şef “Yemeğinizin üzerine biraz Grana Padano rendelememi ister misiniz?” diye sorduğunda cevabımız genelde “Evet!” oluyor.

Makarnaların, pizzaların üzerinde severek tükettiğimiz bu peyniri biraz daha detaylı olarak inceleyelim:

Çok uzun yıllardan beri İtalyan mutfağına lezzet katan Grana Padano peyniri tatlımsı bir tada ve pütürlü bir yapıya sahiptir. Yapımı büyük emek gerektirir ve geleneksel İtalyan Mutfağı’na ait bir peynir olduğunu söyleyebiliriz.

Uzun Zaman Önce…

Grana Padano peyniri Orta Çağ’dan beri mutfaklarda yerini alıyor. O zamanlar halk mutfakta kullandığı ürünleri ziyan etmemek için mevsimler arasında yiyecekleri güneşte kurutarak ve tuzlama yoluyla muhafaza ediyordu.

Cistercian rahipleri, Chiaravalle Manastırı'nı 1135 yılında Po Nehri Vadisi'nin kalbindeki bataklık bir alana inşa ettiklerinde, kendilerini beslemek için bu yönteme güvendiler. Kendi zenginlikleri olmadan mahsul yetiştirmeye ve hayvancılık yapmaya başladılar. Kısa süre sonra, kendilerini ve yakınlarındaki topluluğu beslemeye yetecek kadar besini başarıyla ürettiler ve bir miktar süt ürettiler. Bu nedenle, besin açısından zengin olan bu ürünü korumanın bir yolunu bulmak zorunda kaldılar ve bir peynir üretmek için tarifi oluşturdular.

Rahipler taze sütlerini ağır ağır pişirerek, peynir mayası eklediler. Daha sonra peynir tekerleklerini tuzun içinde salamura edip dinlendirdiler. Ardından, manastırın serin bir mahzeninde sakladılar. Yoğun ve delikli olan bu peynir, uzun süre boyunca tazeliğini korudu ve “grain” yani tahılın başlangıcına işaret ettiği için bu peynire Grana Padano adı verildi.

Şimdi Grana Padano Zamanı!

Sonraki birkaç yüzyıl içinde kraliyet ailesi, çiftçiler, köylüler Grana Padano'nun zengin, besleyici özellikleri, uzun raf ömrü ve ağızda bıraktığı tat herkes tarafından çok sevildi.

Ne yazık ki özellikle son yüzyıllarda, taklit peynirler ortaya çıktı. 1954'te, orijinal Grana Padano'yu sahte peynirlerden ayırmak için Grana Padano Koruma Konsorsiyumu, bu peynirin tüm üreticilerini, uzmanlarını ve tüccarlarını bir araya getirmek için kuruldu. Son olarak, 1996 yılında, Avrupa Birliği, peynire DOP yani Korumalı Menşe Tanımı statüsünü verdi.

Grana Padano Dop’un Farkı:

Grana Padano DOP'un her bir tekerleği, yalnızca Po Nehri Vadisi'nde (Piemonte, Lombardia dâhil) her seferinde tamamen aynı yapım tekniği uygulanarak üretilir.

Peynir ustaları Grana Padano’nun yapımında taze süt kullanır. Hem taze hem de yem ve yeşilliklerden oluşan kontrollü bir diyetle yetiştirilen ineklerden elde edilen pastörize edilmemiş yarı yağsız süt, yalnızca yasal olarak belirlenmiş coğrafi bölgede tedarik edilebilir.

İlk olarak süt geleneksel bakır pişirme kazanlarının içine yerleştirilir. Olgunlaşma aşamasında olan peynir çarkları daha sonra olan bir depoya götürülür ve burada kontrollü sıcaklıklarda en az 9 ay ila 2 yıldan fazla yaşlanmaya bırakılır. Olgunlaştırma sürecinin dokuzuncu ayında, Grana Padano çekiç, iğne ve sonda yardımıyla kontrol edilir.

Grana Padano, olgunlaştıkça peynire has kokuusu, kusursuz tadı ve lezzetini koruyan sert, kalın ve saman renginde bir kabuk geliştirir.

Tadından Bahsedecek Olursak…

Grana Padano DOP, tatlı ve buruk bir tada sahiptir.

Peynir olgunlaştıkça tadı o kadar belirginleşir. Böylece Grana Padano DOP, daha kristal bir dokuya sahip olarak daha lezzetli ve karmaşık hale gelir.

Şimdi Sofraya Geri Dönelim…

Grana Padano'yu henüz deneyimlemediyseniz farklı olgunlaştırma süreçlerini tamamlamış peynirleri tadarak bu yolculuğa çıkabilirsiniz.

Bu peynir hemen hemen her yemeğin üzerine taze rendelendiğinde yemeğinizin kalitesini arttıracaktır.

Son olarak, dışındaki kabuk yani kama ile işiniz bittiğinde, kabuğunu çöpe atmayın. Bir sonraki çorba veya risotto yemeğinizi pişirirken içine ekleyin. Yemeğiniz piştikçe kabuk erir ve ekstra bir lezzet ve doku seviyesi ekler.

Artık Grana Padano DOP hakkında birçok bilgiye sahipsiniz.

Buon appetito!